Yaklaşık yedi milyon çalışanı doğrudan ilgilendiren net asgari ücret 2024 yılı için yüzde 49 artışla 17 bin 2 lira olarak belirlenirken; asgari ücretteki artışın enflasyona etkisi tartışılıyor.
Reuters analizinde “İşveren kesiminin talebinin aksine, asgari ücrette kademeli bir artış yerine tek seferde yüksek artış yapılacak olmasının enflasyon için orta vadeli görünümü bozucu eki yaratması beklenirken; ekonomistler 2024’ün ilk yarısında yüzde 70’i bulması beklenen enflasyonun yılın ikinci yarısında çalışan ücretlerinde reel olarak büyük kayıplara neden olacağına işaret ediyor” denildi.
Özellikle emek yoğun sektörlerde asgari ücret artışından kaynaklanan ek maliyetin yarısı kadar işverene destek verilmesinin yanı sıra, tüm ücret gruplarında gelir vergisi dilimlerinin son yıllarda yaşanan kaybı telafi edecek şekilde yeniden düzenlenmesi de işverenlerin talepleri arasındaydı.
‘EN AZ YÜZDE 30 ARTIŞ OLARAK YANSIYACAK’
Asgari ücret artışının perakende fiyatlarına yansımasının kaçınılmaz olduğunu belirten Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, “Biz asgari ücrette ocak ve temmuzda çalışanı ve işvereni mağdur etmeyecek kademeli bir artışın hem sektörlerimiz hem de enflasyonla mücadeleye katkı için daha isabetli olacağını açıklamıştık. Şimdi bu değişim ile üretici fiyatları en az yüzde 25-30 civarında artış gösterecek. Bu da perakende fiyatlarına zam olarak yansıyacak” dedi.
Yüksek oranlı artışa karşın, işverenlerin devletten destek taleplerinin de karşılık görmediğini belirten İçten, “Özellikle emek yoğun sektörler için devletimizden pozitif ayrımcılık beklentimiz vardı. Bu beklentimiz karşılanmadığı gibi asgari ücret desteğine de 200 lira gibi çok sınırlı bir artış yapıldı” dedi.
Perakende sektörünün çatı kuruluşu konumundaki Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel de, “İşçilik organize perakende sektöründe en önemli maliyet kalemleri arasında yer alıyor. Ücretlerdeki artışın önümüzdeki aylarda fiyatlara bir yansıması olacak” dedi ve ekledi:
“Perakende sektörü olarak içinde hammadde, üretim, lojistik, ve mağaza maliyetlerini barındıran bir zinciri yönetiyoruz. Bu zincirin halkalarındaki şeffaf olmayan ve kontrol edilemeyen maliyet artışları maalesef ürün fiyat artışı olarak bize geri dönecek.”
‘SORU İŞARETİ YARATTI’
Artış oranının hükümetin dezenflasyon programına bağlılığı konusunda soru işareti yarattığını belirten bir ekonomist de Reuters’a yaptığı değerlendirmede, iç talep yapılan sıkılaşmaya rağmen güçlü olduğu için artışın fiyatlara yansımaları olacağını söyledi.
Aynı ekonomist, “Asgari ücrete yüzde 40 ile yüzde 50 artış bekleniyordu, artış üst sınırda çıktı. Net bir rakam ortaya koymak mümkün değil ancak enflasyona belirgin etkisi olabilecek bir düzeyden bahsediyoruz” dedi ve ekledi:
“Asgari ücrete yapılan bu artış enflasyon için orta vadeli görünümü bozacaktır. 2024’ün ilk yarısında enflasyonun yüzde 70’i bulacağını göz önüne alırsak, yıl ortasında ikinci bir zam olmazsa reel olarak ücretler düşüyor olacak. Ekonomi yönetiminin tekrarladığı ikinci yarıda dezenflasyon sözünü bozmayacak ama gücünü zayıflatacak bir durum var karşımızda.”
Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyon raporu ve piyasa tahminleri TÜFE’nin Mayıs 2024’te yüzde 70-75 bandında zirve yapacağını gösteriyor. TCMB gelecek yıl sonunda enflasyonun yüzde 36’ya gerileyeceğini öngörüyor.
İŞVERENLER DEVLET DESTEĞİ BEKLİYOR
Öte yandan, yüzde 49 oranındaki asgari ücret artışıyla birlikte maliyet kalemleri önemli ölçüde yükselecek olan üreticiler, devletten destek talebinde bulunuyor.
Asgari ücretin yaygın olduğu tekstil sektörünün çatı kuruluşlarından İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, enflasyonist bir dönemde çalışanları mağdur etmemek için gösterilen çabayı takdir ettiklerini, ancak işverenlerin üzerindeki yükün de göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
Öksüz, “Küresel ölçekte yaşanan talep daralmasıyla sektörümüzde üretimin azalması söz konusu. Asgari ücrette yaşanan artış, üretim maliyetlerimizi artırıyor ancak bunu ihraç fiyatlarına yansıtamıyoruz. Artan maliyetlerle birlikte dünyanın en büyük beşinci tekstil ihracatçısı konumunda bulunan Türkiye’nin rekabetteki gücünü kaybetmemesinin çok önemli” dedi ve ekledi:
“Bu çerçevede özellikle imalat sanayiindeki sektörlerde asgari ücret üzerindeki vergi yükü gibi bazı ilave maliyet unsurların işverene yansıtılmaması gerektiğini düşünüyoruz.”
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu da, “Özellikle işveren katkı payları noktasında yılın ilk 6 ayında dahi olsa rakamların yükseltilmesi faydalı olacaktır. Bu destek, sanayici ve ihracatçılar için çok kıymetli. Bunun dışında özellikle deprem bölgesindeki sanayi kuruluşları için ekstra bir desteğin sunulmasının büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz” dedi.