Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Riyad ve Cidde’deki fabrikalarını ziyaret ederek markalarının piyasadaki durumunu değerlendirdi. Aynı zamanda, Suudi Arabistan’ın kültürel değişimine ve ‘2030 Vizyonu’ modernleşme projesine dikkat çeken iş insanı, Ülker’in bu vizyonun bir parçası olarak teknolojiye yapılan yatırımları içeren bir yönetişim stratejisi benimsediğini açıkladı. Demografik yapının gençler ve kadınlar lehine geliştiğini vurgulayan iş insanı, Suudi Arabistan’daki bu değişimin şirketin stratejik hedefleriyle uyumlu olduğunu belirtti.
Suudi Arabistan İslam’ın en önemli kutsal mekanlarına ev sahipliği yapıyor. İslam, ülkenin baskın toplumsal formasyonu olan aşiretler arasındaki birliğin çimentosu. Ayrıca İslam, krallığın dış politikada nüfuzunu arttıran ve geniş Müslüman kitlelerine ulaşmasının bir yoludur.
Krallığın bir hedefi de ekonomiyi çeşitlendirerek petrol bağımlılığını azaltmak. Bu yaklaşımla çeşitli sektörlerde yeni istihdam alanları oluşuyor. Suudi gençlerin ve kadınların istihdam yoluyla yurt ekonomisine katılmaları sağlanıyor. Arabistan artık gözde bir tatil ve turizm destinasyonudur. Krallık küresel toplumla daha entegre ve etkileşim içindedir. Sadece Hac Turizmi ile yetinmeyerek yurdun farklı coğrafyalarındaki tarihi önemi olan alanların turizme açılması öngörülmektedir. Dijital çok girişli vizeler veriliyor artık. Eskiden vize almak hem zordu hem de sadece seçilen şehre gidilirdi, seyahat kısıtı vardı. Yeni yapılan son nüfus sayımına göre ki bir takım demografik bilgileri yakından takip etmek zorundayım: 2022 nüfus sayımına göre ülkede 32 milyon 175 bin kişi yaşıyor. Bu rakam son nüfus sayımı olan 2010 yılına göre %34 artmış görünüyor. Bu nüfusun 18 milyon 792 bini (%58.4) Suudi, geri kalanlar Suudi olmayanlar. Erkek nüfus oranı % 61.2, kadın nüfus oranı % 38.8, çünkü yabancı işçilerin çoğu erkek.
Nüfusun % 51i 30 yaşın altında. Suudilerin ortanca (medyan) yaşı 22, Suudi olmayanların ortanca yaşı 34 ve 8 milyon 571 bin kişi ile Riyad en kalabalık şehir. Kadınların doğurganlık oranı kadın başına 2.1 çocuk, bu oran Suudilerde 2.8.
İkindi vakti maruf Takhassousi caddesindeki Godiva çikolata mağazamızda Türkiye’den maç için gelen gazeteci arkadaşlarımızla buluştuk. Onlar da bizi goyaladılar.
Sonra gazeteci arkadaşlarımızla bir zincir market de goyaladık. Gazeteci arkadaşlarımız bir Türk şirketinin markalarının başka bir ülkede bu kadar ilgi görmesinden memnun oldular.
30 Aralık Cumartesi günü yani haftanın ilk günü Riyad’daki fabrikamızı goyaladık. Suud’taki fabrikalarımızda nüfusun çeşitliliği nedeniyle operasyon ve kalite prosedürleri İngilizce, Arapça, Urduca ve Filipince olarak dört dilde yapılmak zorunda. Diğer duyurular bile bu dört dilde yapılıyor. Fabrika gezisi, sunum ve istişareler sonrası “Ürün Değerlendirme” yaptık. Bu, ana depodan rastgele seçilen sevke hazır ürünlerin lezzet, iç ve dış anbalaj denetleme ve değerlendirmesi ile yapılan bir testtir ve ürünlerimizin müşteri ve tüketicilerimize en iyi şekilde ulaşmasını temin eder.
Daha sonra Cidde’ye, oradan Mekke’ye ulaşmak üzere havaalanına doğru yola çıktık. Bildiğiniz gibi mikat, ihrama girme yeri ve zamanı demektir, Mekke’ye çeşitli bölge ve ülkelerden ziyarete gelenlerin ihrama girecekleri yeri ifade eder. Biz her ihtimale karşı otelden ihramlarımızı kuşanarak çıktık, çünkü bunda daha çok gayret ve daha büyük hürmet vardır. Zaten uçaktayken mikat yani ihrama girmek gereken yerin üzerinden geçecektik. Ve yola çıktık. İki saat içinde Cidde’ye oradan da yaklaşık 1 saat içinde Mekke’ye vardık ve hemen sonra umremizi yaptık. Umre, Müslümanların Kabe’yi hac mevsimi dışında ziyaret etmelerine denir. Umre ziyaret demektir. Fıkhen (İslam Hukuku) tanımı, hac gibi bir zamana bağlı olmadan ihrama girerek Kabe’yi tavaf ve say etmek, sonra az tıraş olmaktır.
Say, Peygamberimizin çok büyük dedesi ve peygamber hz. İbrahim’in çocuğu olmayınca hanımı Sare Validemizin izniyle evlendiği cariyesi (köle kadın) Hacer Validemizden olan oğlu İsmail için hz. Hacer’in telaşla, çaresizlik içinde iki tepe arasında koşuşturmasının tekrarıdır. Bu hac ibadeti her semavi dinde tekrarlanagelmiştir. Düşünsenize Rabbimiz kendisine ibadet için tüm inananlara en az hayatta bir kere bu köle kadının, annenin çocuğu için çektiği eziyeti ve endişelerini tattırmak istemiştir. (Yorumsuz)
İlk defa şahit olduğum şu örneği de anlatmalıyım: Cidde fabrikasının Bakım Ekibi “3D Printer” ile makinaların yedek parçalarını kendileri daha ucuza ve kısa zamanda imal ediyorlar, hayranlıkla karşıladım. Tüm ekibe bunun için bir kez daha teşekkür ediyorum.
Öğleden sonra ise bir Suriyeli ile Suudi ailenin ortak yatırımını goyaladık; fazla bilip görmenin ne zararı var. Fabrika girişinde bizi bayrağımız karşıladı.
Daha sonraki durağımız pladis’in satış, pazarlama ve idari ofislerinin bulunduğu iş merkezi oldu. Pazarlama bölümünden arkadaşlarla tanıştık, sorunları konuştuk, suallerini cevapladım.
Akşam ise Mekke’de Suudi Genel Müdürümüzün ikramı olan yemekteydik. İkram ve ağırlanma karşısında ezildik Ama tabii ki yiyemediklerimiz ihtiyaç sahiplerine paylaştırıldı.
Müslüman olmayanların Mekke ve Medine’ye girmeleri haram ve yasaktır. Medine tren istasyonunda başka dinlerden olduğunu düşündüğüm ecnebi turist kafileleriyle karşılaştık. 2023 vizyonu kapsamında Suudi Arabistan’ın başka bölgelerini gezmeye gelen turistlerdi. Onlar Harem bölgesinin dışında konaklıyor ve turistik gezi yapıyorlardı. 2018de hizmete giren hızlı tren saate en fazla 300 km kadar hız yaparak 2 küsur saatte Medine’ye ulaştı. Bu konforu 40 yıl önce Tokyo-Kyoto arasında tatmıştım. Otelimize yerleştikten sonra Mescidi Nebevi’de ibadetimizi yerine getirdik. Mescidi Nebevî veya Peygamber Mescidi, Hicret’ten sonra Medine’de peygamberimiz ile arkadaşları tarafından inşa edilen mescittir. Peygamberimizin kerpiç evi de mescide bitişiktir, kabri de evindedir. Bugün mescid tüm eski Medine şehrini içine alacak şekilde genişletilmiştir. Aynı anda bir milyondan fazla kişi beraberce, cemaatle namaz kılabilmektedir. Bu rakam Mekke mescidi için iki milyon kişiden fazladır. Peygamberimizin evi yani kabri bugün mescidin kıbleye göre sol ön köşesinde yani içinde kalmıştır. “Nebevi” Arapçada “peygambere ait” anlamına gelir, “Mescidi Nebevî” tamlamasının anlamı ise “Peygamberin Mescidi” demektir.
Ben 70li yıllarda ilk defa Mekke ve Medine mescidlerini ziyaret ettiğimde bazı kısımlar peygamberimizin zamanında olduğu gibi kumluktu. Bugün ise açık alanlar bile klimalı, her yere halılar serilidir. Devamlı temizlik ve dezenfeksiyon işlemi yapılır, soğuk su ve zemzem sunulur. Erişilebilir, yeterli ve temiz, modern tuvaletler vardır. Halbuki 622MS senesinde peygamberimiz Medine’ye geldiğinde Medineliler ona biat etmişlerdi, yani reis bellemişlerdi. O ise şehre misafir olarak yerleşmiş, sonra mescid ve evini inşa etmişti. Bunların zemini toprak/kum, duvarları kerpiçtendi. Mescidin sadece bir kısmı hurma dalları ile örtülmüş, gölgelikti.
Daha sonra Mescidi Nebevi’ye dönerek ibadetimize devam ettik.
3 Ocak günü, seyahatimizin 6. günü bu kutsal beldelerde geçireceğimiz son gündü. Daha sabahtan bizi bir sürpriz bekliyordu. Açıkçası saat 11.00e randevu alınmıştı ama tam olarak nereyi ziyaret ettiğimizi bilmiyorduk. Meğer gittiğimiz yer Mescid-i Nebevi’nin hemen kıble tarafındaki İslam Medeniyeti ve Peygamberin Hayat Öyküsü Müze ve Fuarı imiş. Başta belirttiğim 2030 vizyonu çerçevesinde bu müze de tamamen dijital ve 3 boyutlu maketler şeklinde inşa edilmiş bir müze idi. Müzeyi gezerken İslam medeniyetinin geçtiği aşamaları, peygamberimizin hayat öyküsünü, soy kütüğünü, akrabalarını öğreniyorsunuz. Özellikle de peygamberimizin yaşadığı dönemde Medine’nin 1/1000 ölçekte yapılmış maketini incelemek, evini izlemek değişik bir etki bırakıyor insanda (https://salamfairs.com.sa/ar)
Müzede izlediğimiz iki kısa anime filmde peygamberimizin yaşadığı ortama dair çok ilginç ve gerçekçi bilgiler veriliyor. İlgilenenlere vidyo linklerini bırakıyorum.
Öğle namazından sonra Mescidi Nebevi’nin yıllar içinde nasıl genişlediğine yönelik yeni açılan başka bir sergi gezdik. Bu sergi de oldukça ilginç bir sergi idi. Her iki sergiyi de Medine’yi ziyaret edeceklere öneririm.
Covid salgını ile başlayan dijital randevu uygulaması ile Medine’de peygamberimizin kabrini ziyaret edip, kendisinin “cennet bahçesi” olarak nitelendirdiği ilk orijinal mescitte rahatça ki rekat namaz kılmak nasip oldu.
Son durağımız yine yeni vizyon mahsulü bir turistik aktivite oldu. Hurma bahçesi ziyareti yaptık. Oldukça turistik, biraz demode ama otantik bir deneyimdi. Bizi gül yaprakları yağmuruyla karşıladılar. Hurma bahçelerine içinde peygamberimizin de olduğu birkaç öykü ile kimlik kazandırmaya çalışmışlar. Onları anlattılar, hurma ve kakuleli arap kahvesi ikram ettiler. Daha sonra da hurma standına götürüp farklı hurmaları tanıttılar. Bu etkinliği isteğe bağlı bırakıyorum, yani gitseniz de olur gitmeseniz de, ne kadar otantik bir deneyim yaşamak istediğinize bağlı.
Böylece kutsal topraklarda geçirdiğimiz 6 tam günün sonuna geldik. Goya’larıyla, ziyaretleri ile, ibadetleri ile dolu dolu, mutlu, mesut nasıl geçtiğini anlamadığımız 6 gün oldu. Umarım size de nasip olur. Bize çok iyi geldi.
Ekte Mekke ve Medine’den insan manzaraları içeren birkaç fotoğrafı da sizinle paylaşmak istiyorum. 72 milletten Müslüman nasıl şahane bir şekilde, huzur içinde, saygı ve mutlulukla bir araya gelip değişik insan manzaraları oluşturuyor diye…